Pazartesi, Şubat 19, 2007

Henri Barkey ile Türkiye'nin K.Irak Politikası Üzerine Bir Söyleşi

Türkiye doğumlu Henri Barkey Amerikan hükümeti için Orta Doğu analizleri yapan bir uluslararası ilişkiler profesörü olarak Radikal gazetesinde yapmış olduğu söyleşisinde şunları söylüyor :


    • Türkiye'nin hamisi olduğu bir Kürt oluşumu hem Türkiye'deki tansiyonu düşürür, hem Türkiye için laik bir tampon bölge olur, hem de Türkiye'ye büyük bir ekonomik kazanç sağlar.(...)Kuzey Irak'ın Türkiye'ye ihtiyacı var.(...)Çünkü Kürtler laik.


      Laik Türkiye : Ama şu var ki orada bulunan "Kürt oluşumu" bir Türk "oluşumu" değil bir ABD "oluşumudur". Kürtler başta olmak üzere, bölgede bulunan her ülke de bunun farkında. Türkiye Kuzey Irak'ın hamisi olabilmesi için ABD'nin bir kenara çekilmesi lazım. Böyle bir durum ne Kürtler tarafından ne de ABD'nın tarafından pek mümkün görünmüyor. Bir de Amerika o kadar petrol'u sahipsiz bırakır gider mi ? Dolaysıyla bu strateji biraz hayali ve iyimser gözüküyor.
    • Bir de Kürtlerin "laik bir tampon bölge" olması ancak Türkiye'de laikliği üstün bir değer olarak gören bir hükümet için geçerli ama AKP hükümeti için geçerli değil. Türkiye'de laikliği ciddiye alan tek kurum Ordu'dur. Ordu da nedense Kürtlerın "laikliği"nden pek bir etkilendiği söylenemez. Ordu daha ziyade Kürtlerin Türk toprakları üzerindeki emellerinden tedirgin.


      "Kürtler Batı'ya bakıyor, Avrupa'yla ilişki kurmak istiyorlar. İran, Suriye ve Suudi Arabistan'la ya da Irak'taki Sünnistan ve Şiistan'la Avrupa'ya açılacak halleri yok. Bunu ancak Türkiye onlara sağlayabilir. Kürtler Türkiye'yle ekonomik bağlar artsın diye bilerek bir politika izlediler ve Türkiye'deki Türk kökenli işadamlarına mümkün olduğu kadar çok iş teklif ettiler. Hatta Kürt kökenli işadamları işler Türk kökenlilere veriliyor diye şikâyetçi oldular.


      Laik Türkiye : Kürtler ekonomik gelişme için yatırım yapmak isteyebilirler ama Orta Doğu'da şu günlerde bir Sunni*Şii cephelenmesine gidiliyor. Asıl hikaye bu. İsrail de bunu kendi çıkarlarına uygun olduğu için körüklemek peşinde. Bunu açık acık yapıyor. Bunun sonu savaştır. Savaş çıkarsa da Kuzey Irak'ta bir Kürdistan'ı yaşatack oksijen kalmaz artık.

      "Cumhurbaşkanı'nız Talabani'yi Kürt olduğu için Türkiye'ye davet etmiyor ama Talabani'nin Irak Cumhurbaşkanı olması Türkiye için büyük bir şanstır. Talabani Kuzey Irak'ta bir güçtür. Kürtler psikolojik olarak Irak'tan çoktan ayrılmış olsalar da, Talabani onları hâlâ Bağdat'a bağlıyor ve Türkiye'nin istediği Irak'ın bütünlüğünü bir şekilde koruyor.
    • Laik Türkiye : "Irak'ın bütünlüğünü koruyor" ama niçin koruyor ? Irak'ın bütünlüğüne inandığı için mi koruyor ? ABD şimdi baskı yaptığı için koruyor belki. Belki Suriye ve İran'dan da çekindiği için koruyor. Bunun dışında Irak'ın bütünlüğünü koruması için başka bir motivasyonu var mı ? Türkiye buna güvenebilir mi ?

      "Önümüzdeki günlerde Dışişleri Bakanı Gül Washington'a gidiyor. Onun ardından Türk Genelkurmay Başkanı Büyükanıt gidiyor. PKK ve Kerkük konuşulacak. Abdullah Gül'ün yerinde olsaydım ilk mevzuum bu olmazdı. Irak'ın bütünlüğü için ne yapabiliriz diye konuşurdum önce. Ortamı hemen germenin manası yok. Amerikalılar şimdi 'bunlar gelecekler bizi PKK ve Kerkük konusunda dövecekler' diye bekliyorlar."
    • Laik Türkiye : "Irak'ın bütünlüğü" artık hayal. Ciddi ciddi konuşmanın hiçbir anlamı bile kalmadı.